19 Kasım Dünya Ne Günü 2024? Bir Anlam Arayışı
Bir sabah, Ankara’da kahvemi içerken takvimim 19 Kasım’ı gösterdi. O an, her günün bir anlamı olduğu gibi, bu tarihin de özel bir anlamı olduğunu hatırladım. Peki, 19 Kasım dünya ne günü 2024? Şimdi, günlük yaşamın koşturmacasında unuttuğumuz bu tür özel günleri, bazen farkına varmadan geçirebiliyoruz. Ama her yılın 19 Kasım’ı, aslında büyük bir farkındalık yaratmak amacıyla önemli bir gün.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Her yıl 19 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak anılıyor. Bu tarih, 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen bir gün. Aslında, kadına yönelik şiddetle mücadele, yıllardır dünya çapında süren bir çaba. Ama 19 Kasım, bu konuda sesini duyurmak, farkındalık yaratmak ve çözüm yolları aramak için bir fırsat.
Çocukken, annemin “Kadın, bir çiçek gibi korunmalı” sözlerini hatırlıyorum. O zamanlar, bunun sadece bir nazik bir benzetme olduğunu düşünmüştüm. Ama büyüdükçe, dünyada kadına karşı şiddet haberlerinin ne kadar yaygın olduğunu gördüm. Gözlemlediğim kadarıyla, sosyal medya ve haber kaynakları, her geçen gün daha fazla kadının şiddete uğradığını gösteriyor. Her kadının, hak ettiği saygıyı görmek ve özgürce yaşam hakkına sahip olmak gerektiği gerçeği, her geçen yıl biraz daha kendini hissettiriyor.
19 Kasım, her kadına sesini duyurabileceği bir platform sunuyor. Uluslararası bir gün olarak, toplumların farkındalık seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor. Ama sadece bir günle sınırlı kalmamalı, bu mücadele her zaman devam etmeli.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İçin Veriler
Verilere bakarak durumu biraz daha netleştirecek olursam; dünya genelinde her 3 kadından biri, hayatlarının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddetle karşılaşıyor. Türkiye’de ise, 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadınların %38’i hayatlarında bir kez şiddete uğramış. Bu oran, aslında ülke genelinde kadına yönelik şiddetin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Üstelik, kadınların büyük bir kısmı şiddetle karşılaştıklarında bu durumu yetkililere bildirmiyor. Çünkü toplumsal baskılar ve ekonomik bağımsızlık eksiklikleri, kadınları bu tür vakaları gizlemeye itiyor.
Bunları görünce insan, “Ne yapılabilir?” sorusunu soruyor. 19 Kasım’da bir farkındalık kampanyası başlatmak, sosyal medya üzerinden destek olmak, hatta devlet politikalarını değiştirmeye yönelik adımlar atmak… Bunlar yalnızca başlangıç. Ama bana göre en önemli şey, her birimizin çevremizdeki kadına karşı şiddeti fark edip, buna karşı durmamız.
Kendi Hikayemden Bir Parça: Büroda Kadın Olmak
Bir gün, işyerinde kadın bir arkadaşımın yaşadığı bir durumu fark ettim. Kadın çalışanlardan biri, sürekli olarak daha düşük maaşla çalıştırılıyor, erkeklerle aynı görevde olmasına rağmen daha az takdir ediliyordu. O an, “Bunlar hep sosyal yapıdan kaynaklanıyor,” diye düşündüm. Ama hemen ardından, 19 Kasım’ın geldiğini fark ettim. O gün, sosyal medyada “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nün kutlanması gerektiği yazıları vardı. Bu yazılara göz attıkça, şiddet sadece fiziksel değil, duygusal ve ekonomik olarak da kendini gösteriyor. Bu noktada, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddetle mücadelede ne kadar kritik bir faktör.
Bu deneyimi, her gün işyerinde gözlemlediğimizde, kadına yönelik şiddet sadece fiziksel olmayabiliyor. Ekonomik şiddet, duygusal baskılar, işyerindeki ayrımcılıklar da bir tür şiddet olarak değerlendirilebilir. Ve tüm bunların toplumsal yapının bir parçası olduğunu kabul etmek, aslında şiddetle mücadelede ilk adımı atmak demek.
19 Kasım, Farkındalık İçin Bir Gün Ama Mücadele Sürekli Devam Ediyor
19 Kasım, her yıl olduğu gibi 2024’te de dünyanın dört bir yanındaki kadınlar için önemli bir anlam taşıyor. Bu gün, şiddet mağduru kadınların yalnız olmadıklarını bilmeleri için bir fırsat. Aynı zamanda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddetle mücadelede daha fazla adım atmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Sonuç olarak, 19 Kasım’da sadece bir gün boyunca değil, her an şiddetle mücadele etmeliyiz. Hem verilerle, hem de kişisel deneyimlerimle söyleyebilirim ki, toplum olarak kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak, sadece bir yasa değişikliği ile değil, tüm bireylerin duyarlılığı ve harekete geçmesiyle mümkün. O yüzden bu 19 Kasım’da da bir kez daha hatırlayalım: Kadınların hakları, insan haklarıdır ve bu hakları savunmak herkesin sorumluluğudur.